AKSARAY’IN TARİHİ ve KONUMU
Aksaray, M.Ö. 8. bin yıla kadar uzanan tarihi, günümüze kadar hüküm süren çeşitli medeniyetlere ait kültürel varlıkları, tabii güzellikleri ve ticari bir merkez olması dolayısıyla hiçbir dönemde önemini yitirmemiştir. Kapadokya'nın kapısı konumundaki Aksaray, kültürel varlıkları yanında doğal zenginlikleri ile de ziyaretçilerine değişik ve ilginç tatil olanakları sunmaktadır. Orta Anadolu Bölgesi’nde, tarihi İpek Yolu'nun önemli merkezlerinden birisi olan Aksaray, günümüzde de doğu-batı ve kuzey-güney yönleri arasında uzanan ana bağlantı yollarının kavşağında yer almaktadır. Güzelyurt'u, Ihlara Vadisi, Sultan Hanı, Eğri Minare’si, kış sporları turizm merkezi ilan edilen Hasan Dağı ve Ziga Kaplıcaları ile Anadolu'nun ortasında çekici bir merkez konumuna gelmiştir.
Aksaray, M.Ö. 8. bin yıla kadar uzanan tarihi, günümüze kadar hüküm süren çeşitli medeniyetlere ait kültürel varlıkları, tabii güzellikleri ve ticari bir merkez olması dolayısıyla hiçbir dönemde önemini yitirmemiştir. Kapadokya'nın kapısı konumundaki Aksaray, kültürel varlıkları yanında doğal zenginlikleri ile de ziyaretçilerine değişik ve ilginç tatil olanakları sunmaktadır. Orta Anadolu Bölgesi’nde, tarihi İpek Yolu'nun önemli merkezlerinden birisi olan Aksaray, günümüzde de doğu-batı ve kuzey-güney yönleri arasında uzanan ana bağlantı yollarının kavşağında yer almaktadır. Güzelyurt'u, Ihlara Vadisi, Sultan Hanı, Eğri Minare’si, kış sporları turizm merkezi ilan edilen Hasan Dağı ve Ziga Kaplıcaları ile Anadolu'nun ortasında çekici bir merkez konumuna gelmiştir. Ulu Camii, Eğri Minare (Kızıl Minare), Tapduk Emre Türbesi (Tapduk Emre Köyü), Şeyh Hamid-i Veli (Somuncu Baba) Türbesi (Merkez), Kılıçarslan Türbesi (Merkez) : Şeyh Cemaleddin-i Aksarayi İtifakhanesi, Çilehanesi ve Mescidi Aksaray'ın en önemli cami ve türbeleridir.
Ulu Cami (Karamanoğlu Cami-Merkez)
Yığma bir tepe üzerinde bulunan caminin kitabesinde, 1408-1409 yıllarında Karamanoğlu Mehmet Bey tarafından Mimar Mehmet Firuz Bey’e yaptırıldığı yazılıdır.
Tipik bir Karamanoğlu eseri olan caminin en önemli özelliği; abanozdan yapılmış, Selçuklu devri ahşap işçiliğinin şaheser bir örneği olan minberidir.
Eğri Minare (Kızıl Minare-Merkez)
Selçuklu dönemine ait olup, 1221-1236 yılları arasında yapıldığı sanılmaktadır. Kırmızı tuğladan yapıldığı için Kızıl Minare olarak anılmaktadır.
Taptuk Emre Köyü ve Türbesi (Taptuk Emre Köyü)
Aksaray ilinin kuzeyinde 20 kilometre mesafede bulunan köy, küçük Ekecik Dağı'nın eteğinde kurulmuş olup Taptuk Emre'ye ait olduğu söylenmektedir.
Dağ eteğinin en üst kısmında ise son yıllarda yeniden çevre düzenlemesi yapılan cami ve türbe bulunmaktadır. Taptuk Emre'ye ait olduğu söylenen mezar bozulmadan üst kısmına taş sanduka yapılmıştır.
Yunus Emre Türbesi (Reşadiye Köyü-Ortaköy)
Aksaray ilinin Ortaköy ilçe merkezine 20 km mesafede Reşadiye köyündedir. Türbenin bulunduğu tepe, halk tarafından ziyaret tepesi olarak bilinmektedir.
Kaya Cami (Güzelyurt)
Güzelyurt ilçe merkezindedir. XIV. yüzyıldan kalmış olduğu sanılmaktadır.
Selime Sultan Türbesi (Selime Köyü)
Selime köyünde bulunan türbe, gerek mimari, gerekse dekoratif yönden erken devir özelliklerini göstermektedir. Türbede taş ve tuğla işçiliği iç içedir. Mimari stili ve malzemeleri yönünden XIII. yüzyılın başlarına tarihlenmektedir. Kilise Cami (Aziz Gregorius Kilisesi) (Güzelyurt)
Güzelyurt ilçe merkezindeki Hıristiyanlık dönemi eserlerinden olup, Ortodoks âlemi için büyük önem taşımaktadır. M.S. 385 yılında kapalı haç planında inşa edilmiştir. Daha sonra çeşitli ilave ve tamiratlarla değişikliğe uğrayan kilisenin, çan kulesi minare haline getirilerek camiye çevrilmiştir.
Aziz Anargiros Kilisesi (Güzelyurt)
Güzelyurt ilçe merkezindedir. Kapalı haç planında olan kilise, kubbeleri ve kolonlorı dahil olmak üzere tümü kayaya oyularak yapılmıştır.
Kilise, son olarak 1884 yılında tamir görmüştür. Kubbesindeki 1887 tarihinden, fresklerinin onarımından üç yıl sonra yapıldığı anlaşılır. Günümüzde Vatikan'dan buraya gelip hacı olanlar vardır.
Aziz Anargiros'un yortu günü olan 1 Kasım günleri kilisede hastalar büyük bir tören düzenleyerek sabahlara kadar dua etmektedir.
Sivişli Kilise (Güzelyurt)
Kasaba içinde kayadan oyma bir kilisedir. Kubbede, ortada Hz. İsa ile Hz. Meryem'in, kenarlarda havarilerin portreleri yer almaktadır.
Selime Katedrali (Selime)
Kayalara oyulmuş yüksek bir yerde olan katedral içinde iki sıra halinde sütunlar mevcuttur. Bu sütunlar katedrali üç sahana ayırmıştır.
Kale Manastırı Kilisesi (Selime)
Kapadokya'daki dini kuruluşların en büyüklerindendir. Manastır VIII. ile XIV. yüzyıl veya X. yüzyıl, kilisedeki figürlü freskolar ise X. yüzyıl sonu ile XI. yüzyıl başları arasına tarihlenmektedir. İsa'nın göğe çıkışı, müjde, Meryem gibi tasvirleri vardır.
Yüksek Kilise (Merkez)
Kızlar manastırı olarak bilinen kilise, dik kayalar üstüne taş oymadır. İl merkezine yaklaşık 3 km mesafededir.
Kızıl Kilise (Sivrihisar)
Kırmızı kesme taştan yapıldığı için Kızıl Kilise adını almıştır. Kilise V.-VI. yüzyıla tarihlenmektedir.
Antik Nora Viranşehir (Helvandere Kasabası)
Doğal Yapı
Tuz Gölü, sahip olduğu biyolojik çeşitlilik değerleri bakımından hem ülkemizde hem de dünyadaki sayılı alanlardandır. Önemli Bitki Alanı, Önemli Kuş Alanı, 1. Derece Doğal Sit Alanı ve Özel Çevre Koruma Alanı (7.414 km2) olan Tuz Gölü, aynı zamanda Ramsar kriterleri ne göre uluslararası öneme sahip bir sulak alandır. Tuz Gölü büyüklüğüne karşın, ülkemizin en sığ göllerinden biridir. Derinliği çoğu yerde 0.5 m’yi bulmaz. Suyun bol olduğu ilkbahar aylarında göl alanı 64.200 hektara ulaşır. Bu bölge kapalı bir havza konumundadır. Dışarıya akıntısı olmayan Tuz Gölü’nün deniz seviyesinden yüksekliği 905 m’dir. Göl, Türkiye’nin en az yağış alan bölgesindee yer alır.ve göle su taşıyan akarsular su açısından çok fakirdir. Önemli sayılabilecek akarsular; Bağlıca ve Kırdelik suları, doğuda Şereflikoçhisar’dan geçen Peçenek Suyu, güneybatıda DSİ Konya Drenaj Kanalı, batıda Cihanbeyli’den gelen İnsuyu ve güneydoğuda Aksaray’dan gelen Uluırmak’tır. Tuz Gölü çevresinde Bolluk, Tersakan (tuzlu su), Eşmekaya Sazlığı (tatlı su) ve Düden (acı su) gölleri yer almaktadır.
Tuz Gölü ülkemizin yıllık tuz ihtiyacının %60’ını karşılamaktadır. Şereflikoçhisar’da iki ve Cihanbeyli’de bir olmak üzere üç tuzla vardır, bu tuzlalar 2006’da özelleştirilmiştir. Ayrıca, aynı ilçelerde bulunan ikincil tuz üretimi tesisleri de alanda önemli bir gelir kaynağıdır. yeraltı su kaynakları aşırı ve plansız şekilde kullanılarak gelecek içinönemli tehlikeleremaruz kalınabileceği kuşkusu yaratmaktadır
Sosyo-Ekonomik Yapı
Aksaray ili ile Kulu, Şereflikoçhisar, Cihanbeyli, Eskil, Altınekin ilçelerini barındıran Tuz Gölü Alt Havzası’nda başlıca üretim tuz üretimi ve bitkisel üretimdir, sonra hayvancılık gelir. Göle yakın yaşayan nüfus, yaklaşık 200.000 kişidir ve bu kişiler düşük gelir grubundandır. Başlıca bitkisel üretim şeker pancarıdır. Yer üstü ve yeraltı su kaynakları aşırı ve plansız şekilde kullanılarak şeker pancarı üretimi yapılmaktadır, zira bu ürün devlet ve özel şirketler tarafından garantili alım kapsamındadır. Buna göre, su sorunu sadece çevresel değil, tarım nedeniyle sosyo-ekonomik bir sorundur, çözümü de bu nitelikte olmalıdır.